Haberler

Mısırlı gazeteci (عبد الستار حتيتة) Abdülsettar Hetita tarafından şirketimize yöneltilen sorulara cevap olarak gönderilen aşağıdaki mesajı kamuoyunun bilgisine de sunuyoruz.

Sayın Hetita,

SADAT'ın misyonu uluslararası alanda Silahlı Kuvvetlerin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonu, iç güvenlik ve savunma alanında stratejik danışmanlık, iç güvenlik ve askeri eğitim ile donatım alanlarında hizmet vererek, İslam Ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmayı ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da Dünya Süper Güçleri arasındaki hak ettiği yerini almasına yardımcı olmaktır.[i]

SADAT'ın vizyonu hizmet verdiği ülkelere yönelik, jeopolitik durumuna uygun, tehdit değerlendirmeleri yaparak, bu değerlendirmelere uygun, ülke savunmasının ve iç güvenliğinin temini için, en etkin ve modern ihtiyaçları karşılayacak şekilde Silahlı Kuvvetlerinin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonunu sağlamaktır.[ii]

SADAT’ın müşteri portföyü içinde Türkiye’nin dost ve müttefiki ülkeler olarak Mısır olduğu gibi Libya’da bulunmaktadır. 2013 yılında Libya Silahlı Kuvvetleri için talepleri üzerine birkaç proje de üretmiştik.[iii] İsyancı General Hafter komutasında terör eylemlerinin başlaması ile çalışmalarımız kesintiye uğradı. Libya’nın istikrara kavuşması sonrasında projelerimize kaldığımız yerden devam etmeyi umuyoruz.

Tags: , , ,

Belgeler ortaya çıktı BAE zor durumda

Her derde deva Paralı Askerler

90’ların başında batı dünyası Irak’a paralı askerlerini Özel Askeri Şirket kılıfı ile getirmişti. Afrika başta olmak üzere Ortadoğu’da sömürü düzeninin bekası için batılı devletler ortaçağdan beri Lejyonerleri kullanmaktadır.

İç karışıklıklarla 3’e bölünen Irak’ın istikrarını kazanmasını engellemekle görevli paralı asker grupları insan kaynağı sıkıntısı yaşamaya başlayınca El-Kaide icad edilerek Müslüman ülke halklarından ideolojik tabanlı yeni ve çok ucuz paralı asker kaynağı elde ettiler. Suriye’nin de karışması sonrası El-Kaide ideolojisi yetersiz kalınca yeni kaynak oluşturmak amacıyla DAEŞ icad edilerek sahaya sürüldü. Günümüzde Türkiye’nin etkin mücadelesi ile El Kaide ve DAEŞ bölgede bitirilmiştir. Afrika’da ise Boko Haram vb örgütler faaliyet göstermeye devam etmektedir. Terörü finanse eden batı ve onun güdümündeki bazı Körfez ülkeleri Türk Silahlı Kuvvetlerinin karşısında dayanmaya güç yetiremeyen ve tabutta ülkelerine geri dönen hatta bazen geri bile dönmeyen paralı asker ihtiyacını karşılamada sıkıntı yaşayınca yeni bir organizasyonla Rusya’dan paralı asker devşirerek Suriye’de kullanmak zorunda kaldı.

Bugün Türkiye Suriye’den sonra Libya’da terörü sona erdirmek üzere Libya Hükümetinin talebi ile askerlerini Libya’ya göndermesiyle batı yeni bir kaosun içine düştü.

28 Şubat Postmodern Darbesi

CIA-NATO çetesi 90’lı yılların başında Ilımlı İslam Projesi kapsamında Türkiye’de Laik – Seküler kesimi kamusal alanda “İslam’ı çağrıştıracak tüm sembollerin yasaklanması ve kamu görevlerinde Müslümanların görev almasına son verilmesi”nin zamanının geldiğine ikna etti.[i]

Böylelikle bir taşla iki kuş vurulacaktı;

1)     Vatansever Müslüman halk devlet yönetiminden hem siyaset hem de bürokrasi alanında tecrit edilecekti. Refah partisinin kapatılması… İrtica suçlaması ile fakat yargılamadan memuriyetten çıkarmalar ile 2000’lerin başına kadar çok ciddi kıyımlara imza atıldı.

2)     CIA’in 70’lerden beri hazırladığı FETÖ’ye; silahlı kuvvetler, polis teşkilatı, MİT, yargı, milli eğitim başta olmak üzere tüm alanlarda (başta kamusal alandan atılan Müslüman kesimin yerine olmak üzere) kadrolara yerleşme imkânı doğacaktı. Laik – Seküler kesimle işbirliği yapan FETÖ irtica yaftası yapıştırarak atılanlardan boşalan kadrolara maharetle kendi elemanlarını yerleştirdi.

Kısaca 28 Şubat olarak anılan postmodern darbe mütedeyyin kesimde ciddi travmalara sebep olurken, Laik – Seküler kesimin zafer sarhoşluğundan acı ile uyanması da çok uzun sürmedi. Balyoz ve Ergenekon gibi davalarla FETÖ tarafından TSK’dan tahliye edilmeye başlandılar. Yani elleri ile büyüttükleri yılan onları da sokmaya başlamıştı.

Tags: , , ,

Şah’a karşı Hamle

Dünya basını 2019 Aralık ayında Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz sınır anlaşmasına Doğu Akdeniz bölgesi yetki alanlarının belirlenmesi konusunda Türkiye tarafından oyundaki diğer tüm aktörlere karşı çekilen Şah Mat hamlesi olarak yer verdi. Gurur duyduk.

Pek çok strateji uzmanı bu anlaşma ile ilgili yazdı çizdi ve halen de yazıp çizmeye devam ediyor. Ben anlaşmanın sonuçlarına dair kamuoyunun gözünden kaçmış bir noktaya değinmek istiyorum.

Doğu Akdeniz bölgesinde emelleri olan tüm ülkeler Türkiye'nin çektiği bu hamleye karşı birleşerek hamleyi boşa çıkaracak ve Mat olmaktan kurtulacakları yolun Libya Ulusal Mutabakat Hükümetinin ortadan kaldırılarak yerine gelecek yeni hükümetin de anlaşmayı iptal etmesinden geçtiği konusunda hem fikir oldular. Berlin konferansının sonucunda Birleşmiş Milletlerce tanınan Libya Ulusal Hükümeti tarafından Libya’ya davet edilen Türkiye’ye tek bir yol bırakılmıştır.

Yeniçağ Gazetesi TSK’yı ve ülkemizi itibarsızlaştırma uğruna yaptığı yayınlarda baltayı taşa vuruyor. Yeniçağ’ın yaptığı haberleri yargıya taşımaktan yorulmamıza rağmen halen iftiralarına ve yalan haberlerine dayanak aramak için olmadık yöntemlere baş vuruyor. SADAT’ın silahlı gücünün bulunmadığını üstüne basa basa ilan etmemize ve iddia sahiplerini ispata davet etmemize rağmen Yeniçağ yine akla ziyan bir soru ile MSB’ye başvurması üzerine veto yemiş…

 

ASRİKA Ortak Savunma Sanayi Üretimi konulu 3. uluslararası ASSAM İslan Birliği Kongresi'nde Adnan Tanrıverdi Tarafından yapılan konuşmanın içerisinde geçen "Mehdi" açıklaması ile alakalı yalan haber yapan sozcu.com.tr, odatv.com ve yenicaggazetesi.com.tr, isimli İnternet  sitelerine tekzip metni gönderilmiştir.

Tags: , ,

Hizmetlerimiz hakkında ve ihtiyaçlarınız ile ilgili detaylı bilgi edinmek için bizimle iletişime geçin...

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Ürünlerimiz ve Hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için tıklayınız.

Whatsapp İletişim Hattı