BİZİMKİLERE NE OLUYOR
Ülkeleri yabancı silahlı güçler tarafından işgal edilen Milletlerin, her türlü imkânı kullanarak, nizami ve gayri nizamî kuvvetleri ile işgalciye direnmesi ve onunla mücadele etmesi, en doğal HAKKI ve en başta gelen ÖDEVİDİR.
Günümüzde ülkeleri işgal, kendileri esir edilen milletler Müslüman Milletlerdir. Canları, malları, namusları, kutsalları ve bütün değerleri ayaklar altına alınan, şehirleri, kasabaları, köyleri harabeye çevrilen bu insanlar, işgalciye direnince bütün dünya ayağa kalkıyor. Bu kutsal direnişi İslâmî Terör olarak isimlendiriyor.
Pekiyi bize ve bizimkilere ne oluyor da maksadı ve hedefi belli bu koroya katılıyoruz. Yani komşularımızın başına gelenler bizim de başımıza gelse; düzenli Silahlı Kuvvetlerimiz bir safhaya kadar görevini yaptığı halde ülkemizin işgal edilmesini engelleyemese; ülkemiz aynı güçlerce işgal edilse; işgalcilere ve onların işbirlikçileri olan içimizdeki hainlere, pusular, baskınlar, tahripler, sabotaj ve suikastlar düzenlemeyecek miyiz? Ülkemizi işgalciye zindan etmeyecek miyiz? Devletimizi yıkacaklar, Meclisimizi dağıtacaklar, Ordumuzu terhis edecekler, silahlarını toplayıp imha edecekler, idarî teşkilatımızı dağıtacaklar, onurumuzu-haysiyetimizi, manevî değerlerimizi ayaklar altına alacaklar, biz de onlara hoş geldiniz mi diyeceğiz?
Bu Milletler, Ülkelerinin kontrolünü yabancı güçlerden ve onların işbirlikçilerinden kurtarmaya çalışıyorlar, bu olmaz ise ölümü göze alıyorlar. Bu mücadelelerin yapıldığı ülkelere karşı daha dikkatli ve hassas olmamız gerekmez mi? Ekmek parası diyerek işgalciye hizmet götüren kamyon şoförümüzden, oralar halkının aleyhine olacak yatırımları yapan iş adamlarımıza ve güçlüyü gücendirmemeye çalışan siyasetçimize kadar herkesin, işgalciye direnen ve direnenleri destekleyen insanların ölüm kalım mücadelesi verdiklerini unutmaması gerekmez mi?
Zaman insanlarımızın akıllarının karıştırılacağı zaman değildir. Onları bir işgale karşı hazırlama zamanıdır.
Değişik cemaatler tarafından verilen dini eğitimin teröre eleman yetiştirdiği değerlendirmesi isabetli bir değerlendirme değildir. Ama ülkemizi ne pahasına olursa olsun savunacak elemanlar, daha çok, iyi bir dinî eğitim almış olanların içinden çıkacaktır. Dostunu-düşmanını, eğriyi-doğruyu ayıramayanlar, tarih önünde hesap vermekten kurtulamayacaklardır. 20 Eylül 2004
Adnan Tanrıverdi (E.Tuğgeneral)