Haberler

Küresel Güçler ve onların piyonu Sedat Peker neden SADAT Savunmayı hedef alıyor?

Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker yayınladığı bir videoda SADAT Savunma hakkında tümüyle yalan bilgiler paylaştığı için bazı basın – yayın kuruluşlarından ve medya mensuplarından çeşitli sorular geldi.

Zaten oyunun farkında olan kamuoyunu bilgilendirmek için aydınlatıcı bir video yayınlamanın faydalı olacağını değerlendirdik. Gelen soruları toparladığımızda bu kamuoyu duyurusu ortaya çıkmış oldu. Sorular şunlar;

1. Sedat Peker SADAT’ın Suriye’deki El Nusra Örgütüne silah gönderdiğini iddia etti? Doğru mu?
2. SADAT bugüne kadar Suriye’ye herhangi bir yardım gönderdi mi veya Suriye’de hangi faaliyetleri oldu?
3. Suriye’de hiçbir faaliyetinizin olmadığını iddia ediyorsunuz peki Sedat Peker niçin sizin bunu yaptığınızı iddia ediyor?
4. SADAT neden devamlı böyle iddiaların hedefinde yer alıyor?
5. Çok kısaca SADAT’ın şu anki faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?

Kurulduğu günden buyana küresel güçlerin hedefinde yer alan SADAT Savunma'nın açıklamaları videoda yer alıyor...

Organize Suç Örgütü Lideri Sedat Peker 30 Mayıs 2021 tarihinde sosyal medya hesabından yayınladığı bir videoda; “Suriye Türkmenlerine insani yardım götürme” maskesi altında “silah kaçaklığı” yaptığını itiraf etmiştir.

Türkiye’de yargılanmakta olan Peker’in, kendini aklamak amacıyla bir yandan suçlarını itiraf ederken bir yandan da hedef saptırmak için pek çok isim de zikrederek “çamur at, tutmasa bile izi kalır” mantığıyla hareket ettiği görülmektedir.

İşlediği suçlar belgeli ve ispatlı olan firari suç örgütü liderinin, hedef saptırmak için Türkiye Cumhuriyeti Devletinin resmi kurumu Milli İstihbarat Teşkilatını, güzide şirketimiz SADAT Savunma’yı ve bazı bürokratları hedef alması aklı selim sahibi kamuoyunun dikkatinden kaçmamıştır.

3 Mayıs 2021 tarihli ODA TV haberinde "SADAT'ın hedefinde hangi bakanlık var" başlığı kullanılarak çarpıtma yapılmıştır.

SADAT Savunma'nın hissedarlarından Em. Alb. Gürcan ONAT beyin korona hastalığı geçirdiği süreci kaleme aldığı bir yazısından yola çıkan ODA TV zorlama bir yorumla konuyu mecrasından çıkarmayı denemiştir.

26.06.2017 tarihinde, Erk ACARER tarafından “BİRGÜN.NET’’de yazılan “ORDUDA VE YARGIDA SADAT’ başlıklı yazıda, SADAT Savunma ve Kurucusu Adnan TANRIVERDİ aleyhine bir çok YALAN VE İFTİRA yayınlanmıştı. Şirketimizin faaliyetleri hakkında tamamen kurgu haberler yazarak algı oluşturmayı amaçlayan yazar aleyhinde 04.07.2017 tarihinde açtığımız tazminat davası 24.02.2021 tarihinde sonuçlanmış ve müfteri yazar toplamda 10.000 TL manevi tazminat ödemeye mahkum edilmiştir.

sadat-savunma-ve-adnan-tanriverdi-lehine-manevi-tazminat-karari1 sadat-savunma-ve-adnan-tanriverdi-lehine-manevi-tazminat-karari2

Okuyacağınız bu makale SADAT Savunma ve Vekalet Savaşları başlıklı yazılarımızın üçüncü ve sonuncusunu teşkil ediyor. SADAT Savunma bir savunma danışmanlık şirketi olmasına karşın batılı emperyalist ülkelerin özel askeri şirketleri gibi girdikleri ülkelerde kan ve göz yaşı ekmeyip, barış ve huzurun teminatı olarak faaliyet göstermektedir.

Üstelik bu ülkelerde verdikleri hizmeti Türkiye’nin ve taraf ülkelerin kanun ve nizamlarına uygun hareket ederek yerine getirmektedirler. Bu faaliyetleri yürütürken mevcut ülkelerin milli gelirlerini hortumlamayı değil cüzi bir kazanç ile daha ziyade hizmet kaynaklı anlayışla yürütme gayretindedir.

Asli amaç ticari kazanç sağlamak değil kardeş kanının döküldüğü bu ülkelerde barışı sağlayacak stratejik eylemlerin hayata geçirilmesi için çalışılması olmuştur.

Önceki yazımızda SADAT Savunmaya tezviratlarını akılsızca, şuursuzca, gayri ahlaki bir üslup ve yöntemle yönlendirenlerin arka planda var olan gerekçelerine değinmeye gayret etmiş idik. Şimdi İkinci Dünya Savaşı sonrası özellikle soğuk savaş sonrası Varşova Paktı’nın dağılması ve Rusya’nın eski gücünü yitirmesi üzerine ABD ve saz arkadaşlarının bölgemizde alevlendirdikleri vekalet savaşlarının yöntemine değineceğiz.

Esasında vekalet savaşlarının ilk çıkışı soğuk savaş döneminde olsa da Türkiye’nin de bulunduğu Ortadoğu Coğrafyasında etkin olarak kullanılmaya başlanması 1990 sonrası ABD’nin Kuzey Irak’ı işgali ile başlamıştır.

Varşova Paktı karşısında bir blok oluşturulmak için kurulan NATO, Sovyetlerin dağılması ile misyonunu tamamladığı yönünde tartışmaların merkezine oturdu. Ancak 1990 tarihinde İngiltere’de yayınlanan bir makalede “Will Islam Bury Us” “İslam Bizi Gömecek Mi?” sorusunu gündeme geldi. Söz konusu makaleye göre İslam Dini Varşova Paktı’nın dağılması ile yükselişe geçecek Asya ve Avrupa’da kısa zamanda etkili olacaktır. Makalede daha ileri gidiliyor ve herhangi bir müdahale olmazsa 30 yıl sonra İslam’ın Dünya hakimiyetini eline geçireceğine vurgu yapılıyordu.

Hizmetlerimiz hakkında ve ihtiyaçlarınız ile ilgili detaylı bilgi edinmek için bizimle iletişime geçin...

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Ürünlerimiz ve Hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için tıklayınız.

Whatsapp İletişim Hattı